Bir ekosistem olarak internet - I

H. Murat Şermet

Kullanım Koşulları metinleri üzerine…

Yakında yayına alacağımız sitelerin çokluğu ve çeşitliliği, beklenmedik ama ilginç bir iş yükü yarattı: Kullanım, katılım koşulları metni oluşturmak.

Fakat daha ilgi çekici olan, bu metinler için çalıştıkça, teorik arkaplan hem belirginleşiyor, hem giderek karmaşıklaşıyor. Aşağıda yazdıklarım çok bilindik gelebilir, ama bunları atlayıp konunun anlaşılır bir hikayesini yazmak olanaksız olduğundan sabır rica ediyorum.

Genelde YH NetWork ve sitelerimiz, özelde kabile.org için, normal, yeterli ve geçerli bir “kullanım koşulları” metni yazmak üzere çalışıyorum bir zamandır, bu aşamada varolan pek çok örneği inceliyorum. Örneklerin birbirine aşırı benzerliği, hazır yazılımlarda ise aynı olması, esasen etkilerini hissedilemez hale getirse de, internete yönelik bakış açılarımızın, toplamda neye benzediğini ve bu metinlerin oluşturulması sırasında etken olan arka planları görmemizi de kolaylaştırıyor.

Yayıncıların ana kaygısı, görünen o ki, yasalar karşısındaki zayıflık ve yasalardaki boşluklar, yanısıra, yasa koyucuların konu hakkındaki -kaçınılmaz- yetersizlikleri, yasal kurumların gelişmeler karşısındaki -aynı derecede kaçınılmaz- yavaşlıkları ve bunlara karşın yetkileri dahilinde getirilen ağır yaptırım olasılıkları.

 

 

 

Kullanıcıların isteği ise, doğal olarak, sınırsız özgürlük, her istediğini yazabilme -yanlış bir ifadeyle, her istediğini söyleyebilme isteği, oysa genelde yazıyoruz-, “sınırlandırılmadan içerik oluşturabilme hakkı” biçiminde -bundan ibaret olmasa da- özetlenebilir.

Yayıncıların da katılımcıların da kaygı ve beklentileri çok anlaşılır elbette, ama gerçeklerle örtüşme noktasında neler farkediyor, bunun netleşmesi için bir iki adım ileri gidelim ve sorunlara yakından bakmaya çalışalım.

Bir katılımcı üzerinden durum: Herhangi bir takma isimle ve statik olmayan bir IP ile bir sisteme login olarak içerik (yazı, fotoğraf, video, yorum vb. şeyler olabilir) giriyorsunuz ve özgürlük talebiniz otomatik olarak başlıyor. Peki… Gerçekte kim bu özgürlük talep eden kişi? Anonim bile olmayan, gerçek hayatta karşılığı olmayan biri, aklından geçenleri yazarak ya da sistemdeki olanakları/kaynakları kullanarak ekosisteme katılmış bu katılımcı, özgürlüğü “kim” adına talep ediyor? Artı bu durumda kimden talep ediyor?

Bu bir sorun, şimdi aynı noktada yayıncının konumunu anlamaya çalışalım: Yasalar, yayıncıyı doğrudan her konuda sorumlu tutuyor. Yani aslında, “yazılardan yazanlar sorumludur” klişesi, yazanların kim olduğunun apaçık olduğu ve kanıtlanabileceği durumlarda bir anlam ifade ediyor… Kim olduğu hakkında hiç bir fikriniz olmayan biri ya da birilerinin yaratabileceği içerikten yasalar karşısında sorumlu olmak ve bu içerikle ilgili yargılanmak/sorgulanmak ister miydiniz?

Böylece; özgürlüğü isteyenin sorumluluk almadığı bir modelin, kaynak ve ortam sağlayıcısı durumuna düşen yayıncı, belki de -çoğu zaman- beklenenden sert önlemlere zorunlu hissetmeye başlıyor kendini.

Böylece yasaklar listesi oluşuyor: Yasal sorunlarla ürkütülmeye çalışılan bir kullanıcı, iradesi dışında oluşmuş sıkıntılar istemeyen bir yayıncı var artık.

Demek ki, ekosistemin sürdürülebilir olması için, hukuk, yasaklar açısından değil, özgürlükler açısından da kurulabilmeli.

YeniHayat NetWork ekosistemi için daha özgür bir katılım ortamı yaratabilecek bir kullanım hakları metni yazabilmek, eğer copy-paste yapmayacaksanız epeyce zorlaşıyor böylece…

Devam edeceğim…